Mineraller Nedir Görevleri / Ne işe Yarar Nasıl Oluşur Kısaca Bilgi

4
158

MİNERALLER, canlıların dışında yer­kabuğunu oluşturan tüm kimyasal mad­deler. Yan yana eklenerek yerkabuğunu oluşturan kayaların ana maddesi olan mineraller, temelde değişmez ve benze-şik yapılıdırlar. Kimyasal bileşimleri be­lirgin olmasına karşın doğal olarak, bu kuralın da ayrıcası vardır. Bazı mineral­ler izomorf (eş biçimli) diziler oluşturur­lar. Bu dizilerin uç birimleri durumunda­ki bileşenlerinin değişik oranlarda karışarak (çoğunlukla sürekli) belli yapı­lar ortaya çıkarmaları olayıdır. Çoğun­lukla merkezden dışa doğru olan bu de­ğişim, yavaş ya da birden oluşabilir. Değişimin birden oluşması durumunda katmanlı kristaller ortaya çıkar. Doğal bileşikler, özellikle de silikatlar (silisli mineraller) çok çeşitli olduğundan, mi­nerallerin sayısı da oldukça yüksektir. Ancak, binlerce değişik türün yalnız bir­kaç düzinesi sık görülür. Minerallerin çoğu doğada pek az görülür. Doğadaki binlerce türle yetinmeyen insanoğlu, bir­çok bakımdan gerçek minerallere benze­yen, ancak mineral sayılmayan bazı maddeler geliştirmiştir. Cam ve bazı se­ramik türleri bu maddelere örnek göste­rilebilir. Yalnız belli kristal yapıları olan maddeler mineral sınıfı içinde ele alındı­ğından, tüm dünyanın minerallerden oluştuğu söylenemez. Yerkabuğunun al­tındaki sıvı (örneğin, su ve petrol) ve erişmiş kaya (magma) tabakalarının ana maddesi mineral değildir. Yerkürenin “katı toprak” adı da verilen, katı madde­lerden oluşmuş bölümü için durum deği­şiktir. Sert ya da yumuşak (granit ve kil gibi) tüm kayalar, bir ya da daha çok mi­neralin birleşimidir. Bazı kireçtaşı ve ku­varsit yatakları, kaya tuzu ve kükürt çö-keltileriyle grafit gibi, hemen tümü tek bir mineral türünden oluşmuş kayalara ender rastlanır. Mineraller yalnız dünya­da bulunmaz başka gökcisimlerinin yapı taşlan da minerallerden oluşmuştur. Ay­dan getirilen kaya örneklerinde mineral­ler bulunduğu ve bunların Dünya’daki-lere çok benzediği ortaya çıktı. Genel olarak mineraller oluşum sırasmda, bir kristal biçimi alma eğilimindedir. Bu bi­çim, kristalin iç yapısıyla da uyumludur. Oluşumdan sonra kaya parçacıkları ola­rak birbirine kenetlenen ya da ayrı kala­bilen kristaller, aşınmadan etkilenirler. Bu süreç sonunda, kristallerin tipik biçi­mi tümden yok olur. Gerçekte de kristal­lerin çoğu ilk oluştuklarında ancak mik­roskopla görülebilecek büyüklüktedir. Bu nedenlere bağlı olarak kayalar, öz­gün kristal yapıları olan minerallerden oluştukları izlenimini uyandırmazlar. Başlıca kristalleşme biçimleri magmanın katılaşması, kimyasal çökelme, başkala­şım ve bazı elementlerin fazlaca bulun­duğu yeraltı sularında görülebilecek tür­den kimyasal tepkimelerdir.

Önceki MakaleDiksiyon Dersleri Çalışmaları Video İzle
Sonraki MakaleManisa Alaşehir İş İlanları

4 Yorum Yapıldı

misafir için bir cevap yazın İptal

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz