Sultan Murat Camii Medresesi ve Türbesi Hakkında Bilgi Tarihi

0
183

Medresenin kalıntıları, Sultan Murat Camii’nin güney tarafında yer almaktadır. Medrese, caminin inşa edildiği dönemde, XV. yüzyılın ilk yarısında kurulmuştur.

Günümüze kadar korunabilmiş olan kalıntıları göz önüne alındığında, medresenin boyutlarının hayli önemli olduğu izlenimi edinilmektedir. Kagir bir bina olan medrese, caminin inşa edildiği tarzda, taş ve tuğladan yapılmıştır.

Türk seyahatname yazarı Evliya Çelebi, Seyahatname adlı eserinde saydığı en ünlü medreseler arasında, Üsküp’te bulunan bu medreseyi Sultan Murat Han Medresesi o\ardk ilk sırada anmaktadır.17 Daha önce sunduğumuz ve 1711/12 tarihini taşıyan, “Üsküp’te Bulunan Sultan II. Murad Camii’nin Planı”adını taşıyan belge üzerinde, bu yapı “Eski Caminin Mektebi” olarak gösterilmiştir. Bu çizimden, medresenin şekli ve temel yapı öğeleri iyice görülmektedir. Belirtilen bu dönemde, medresenin ön tarafında üç dikmeli bir revak bulunuyordu, üzeri kırma çatı ile örtülüydü, yapının doğu ve batı duvarlarında, iki sıra halinde yapılmış pencereler vardı. Avlusu duvar ile çevriliydi ve içeriye, binanın doğuya bakan duvarında yer alan kapıdan giriliyordu. (Bkz. Plan) Bizim görüşümüz, Sultan Murat Camii Medresesi1‘nin orijinal görünümünün planda gösterilenden farklı olduğu ve bu yapının ilk önce kubbeli bir yapı olarak inşa edildiği yönündedir. Medresenin görünümü, büyük bir ihtimalle hasara uğradığı 1537/38 yılında çıkan ve caminin de zarar gördüğü yangından sonra olduğu gibi, 1555 yılında meydana gelen depremden ve 1689 yılında görülen yangından sonra yapılan onarımlar esnasında değişmiştir.

1884 yılında Üsküp’te dünyaya gelen ünlü Türk şairi Yahya Kemal Beyatlı, kaleme aldığı “Hatıralarım” kitabında bu okuldan da bahsetmektedir.18 Daha doğrusu Beyatlı, 1889 yılında “Yeni Mektep” olarak bilinen bu okulun öğrencisi olmuştur. Beyatlı, okulun Sultan Murat Camii mihrabının arkasında bulunduğunu söylemektedir. Yeni okul adıyla anılır, ama aslında beş yüz senelik bir vakıftır. {“Mekteb, Sultan Murad Camii’nin mihrabı arkasında, Yeni Mektep denilir, beş yüz senelik bir vakıftı. ‘)19 Bu arada, Yahya Kemal bundan 30 yıl sonra Üsküp’e yaptığı ziyaret sırasında, yani 1932 yılında, okulun hâlâ faaliyet gösterdiği konusunda da bilgi vermektedir.20

SULTAN MURAT CAMİİ TÜRBESİ

Beyhan Sultan Türbesi, Sultan Murat Camii’nin güney tarafında bulunmaktadır. Üzeri kubbe ile örtülü, kapalı türbe örneklerindendir. Son derece görkemli bir görünümü vardır ve boyutlarına bakarak, Makedonya’da bulunan en büyük türbe olduğunu söylenebilir. Taş ve tuğladan inşa edilmiştir. Özgünlüğüyle dikkat çekmektedir.

Sultan Murat Camii Yakınında Bulunan Saat Kulesi

Üsküp Saat Kulesi, Sultan Murat Camii’nin yanında bulunmaktadır. Bir bayır üzerine kurulmuştur. Kentin eski kesimine hakim bir noktada yer almaktadır. Bulunduğu yer, her taraftan rahatça görülebilmesini daha da kolaylaştırmaktadır.(Resim 17) Ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmemekle birlikte, sahip olduğumuz bilgilere göre Osmanlı Devleti’nin sınırları içinde yapılan ilk saat kulesi olarak, 1566 ile 1573 yılları arasındaki dönemde inşa edilmiş bulunmaktadır. Saat Kulesi’nln saati de, saatle ilgilenmesi gereken usta da, fethedilen Zigetvar’dan getirilmiştir. Bu bilgiler, 1573 yılında Üsküp’ten geçen, Philippe de Fresne Canaye adındaki Fransız’ın tuttuğu seyahat notlarında yer almaktadır. Canaye bu notlarda şunları yazar: “Burada, kentin her tarafından duyulan ve saatleri Fransız usulü çalan bir umumî saat vardır. Saati Macaristan’dan, Zigetvar’dan getirmişler, saatle beraber, iyi bir maaş alan ustasını da getirmişler. Türklerin saatlere besledikleri sevginin son derece büyük olmasına ve onlara büyük değer vermelerine rağmen bu, Türkiye sınırları içinde bulunan tek umumî saattir. “28

On yedinci yüzyıl seyahatname yazarlarının eserlerinde de Üsküp Saat Kulesi ile ilgili birtakım ilginç bilgilere rastlamaktayız. Örneğin, Türk coğrafyacı Hacı Kalfa, XVII. yüzyılın ilk yarısında, Usküp’te, “daha kâfirler döneminden kalma bir saat kulesinin bulunduğundan, bunun Hıristiyan âleminde bilinen saat kuleleri arasında en büyüğü olduğundan, ” söz etmekte, konu ile ilgili sözlerini şöyle sürdürmektedir: “Gece gündüz her saat başı çalan bu saatin çanı, kuleye iki saatlik mesafeden duyulmaktadır. Herhangi bir sorun yaşanmaması için kulenin saatiyle özel olarak ilgilenen bir saatçi bile vardır. “29

Evliya Çelebi’nin XVII. yüzyılın ortalarında kaleme aldığı seyahatnamesinde değindiği konulardan biri de şudur: “Yukarı şehrin ön tarafında, Hünkâr Camii’nin yakınlarında bulunan ve ilk göze çarpan, minareye benzer bir saat kulesi vardır. Saatin çanı bir günlük mesafeden duyulmaktadır; çanın sesi ürkütücüdür. Bu saat kulesinin kulesi de çok ilginçtir. “30

ingiltere kraliyet tabibi Doktor Braun, 1669 yılında yaptığı seyahat sırasında Üsküp ile ilgili olarak kaleme aldığı notlarında şunları yazar: “Üsküp’te birçok cami vardır. Dört mermer sütun üzerinde duran geniş revakı olan camilerden en güzeli, etrafa hakim bir tepede bulunmaktadır. Bu caminin yanında, saati ve çanı bulunan ahşap bir kule yükselmektedir; kuleden gözler önüne serilen kentin güzel bir manzarası vardır

Önceki MakaleSultan Murat Camii Üsküp Hakkında Bilgi
Sonraki MakaleAobp (Okuldan Kaç Puan Gelecek) Hesaplama Yeni Sistem Ygs Lys Nasıl Hesaplanır

Sizin Düşünceniz Nedir?

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz